Peygamberimiz’in Kureyşlileri İslama Daveti

Peygamberimiz’in Kureyşlileri İslama Daveti

Peygamberimiz’in Kureyşlileri İslama Daveti: Hz. Muhammed (s.a.v.),“Önce en yakın akrabalarını (Rabbin’ın azabıyla) korkut” (kur’anı kerim  Şuara Suresi, 214) anlamındaki ayet inince

Hz. Muhammed sesini duyurmak için en yakınında bulunan  Tepeye’ne çıkarak akrabalarına seslendi.

Akrabaları ve orda bulunanlar  toplandıktan sonra:

Hz. Muhammed (s.a.v.) seslenir ve der ki-” size “şu tepenin arkasında veya ilerde  düşman askeri var. Üzerinize saldıracak desem, söylediklerime inanır mısınız diye sordu Kureyşlilere.

Akrabaları ve orda bulunanlar Hepsi bir ağızdan cevap verdiler

Sen hep doğru söylersin, çünkü şimdiye kadar senden hiç yalan söylediğini duymadık, evet,sana inanırız dediler.

O zaman Hz. Muhammed (s.a.v.):

Ben size, önümüzde cehennem azabı  bulunduğunu,Bir tek Allah’a inanıp, inanmayanlarında ölünce Cehennem azabına uğrayacaklarını haber veriyorum…

Putlara tapmayın Allaha inanın. Ben de Rabbimin  bütün insanlara gönderdiği son Peygamberiyim…(Hz. Muhammed (s.a.v.) her bir akrabasına ve orda bulunanlara ayrı ayrı hitab ederek) Allaha inanın  ibadet edinki cehennem azabından kurtulunuz.

Cehennem azabından kurtulmanız için, ben Allah tarafından verilmiş hiç bir nüfuza sahip değilim…”

-”Ey Kureyşliler!

Mezardan kalkıp Allah divanına durunca,  dünyada yaptığınız iyilikler karşılığında mükafat yaptığınız kötülükler karşılığında cezalandırılıcaksınız.

İyiliklerinizin mükafatını, kötülüklerinizin de cezasını göreceksiniz.

“O Mükafat ebedi Cennet, ceza da Cehennem’e girmektir…” diyerek sözlerini bitirdi.

Peygamberimiz (s.a.v.)’in bu sözleri, umumi bir muhalefetle karşılanmadı.

Peygamberimizin bu açıktan davetine daha sonradan iştirak edenler oldu ama

Yalnızca Ebu Leheb:

-”Helak olasıca sen Muhammed, bizi bunun için mi çağırdın?” sözleriyle Hz. Muhammed (s.a.v.)’in gönlünü kırdı.

Ve Ebu Lehebin bu tavırlarından sonra etrafındakiler tek tek dağılmıştı ve peygamberimiz bu durumdan üzgün vaziyette tepeden inerek evine gider.

Bunun üzerine onun hakkında:

“Ebu Leheb’in iki elleride kurusun,yok olsun. O’na ne malı ne de kazandığı fayda verecek. Alevli bir ateşe yaslanacaktır O.

Boynunda bükülmüş bir ip olduğu halde, karısı da odun hammalı olarak.” (Leheb Suresi, 1-5) mealindeki sure-i celile nazil oldu.

Ebu Leheb Peygamberimizi çok incitmiştir,ve çok üzmüştür. Aile siyle birlikte Peygamberimize kötü davranarak Allah (c.c) Peygamberimize vahyle “Ebu Leheb’in iki elleride kurusun,yok olsun. Ayeti kerimesi nazıl olmuştur.