Hz. Ebu Bekir’in Halifelik Dönemi (632-634)
Hz. Ebu Bekir’in Halifelik Dönemi (632-634)
Hz. Ebu Bekir’in Halifelik Dönemi (632-634) Yıllarında: Hz. Ebu Bekir Peygamber Efendimiz (sav) ile peygamberliğinden önce de arkadaştılar Hz. Ebu Bekir, Peygamber Efendimiz (sav)’in İslam dinini tebliği üzerine ilk Müslüman olanlardan biridir. Hz. Ebu Bekir, İslamiyet’in açıkça anlatılmaya başlanmadığı bir dönem olan Peygamberimiz’in (sav) henüz yalnız olduğu dönemde İslamiyet’i kabul etmiştir.
Hz. Ebu Bekir Peygamber Efendimiz (sav) ile peygamberliğinden önce de arkadaştılar Hz. Ebu Bekir, Peygamber Efendimiz (sav)’in İslam dinini tebliği üzerine ilk Müslüman olanlardan biridir. Hz. Ebu Bekir, İslamiyet’in açıkça anlatılmaya başlanmadığı bir dönem olan Peygamberimiz’in (sav) henüz yalnız olduğu dönemde İslamiyet’i kabul etmiştir.
Rasulü Ekrem Efendimiz hastalandığında, Sahabelere imamlık yapmak için imamlık görevini Hz. Ebu Bekir’e vermiştir. Peygamber Efendimiz (sav)‘in vefatından sonra ise, Hz. Ömer ve arkadaşlarının önerisi üzerine Hz. Ebu Bekir halife seçilmiştir. Tarihi kaynaklarda yer alan, Hz. Ebu Bekir’in Hilafet görevini üstlendikten sonra halka hitaben yaptığı şu konuşma oldukça anlamlıdır:
Hz. Ebu Bekir Halife
Ey halkım! Ben sizin Halifeniz oldum. Halbuki sizin en hayırlınız değilim. Eğer iyi ve güzel işler yaparsam, bana yardım ediniz. Eğer yanlış işler yaparsam bana doğru yolu gösteriniz. Doğruluk, emanettir. Yalancılık, hıyanettir. Sizin en zayıfınız benim yanımda güçlüdür ki, onun hakkını müdafaa ederim. En güçlünüz benim yanımda zayıftır ki, başkasının hakkını ondan alayım.
Hz. Ebu Bekir bu konuşmasıyla ancak düşüncenin tasarlayabileceği bütün üstünlükleri kendinde toplayan bir yöneticide olması gereken nitelikleri en güzel ve doğru şekilde açıklamıştır. Halifelik dönemi iki yıl gibi kısa bir süre sürmesine rağmen pek çok başarıyla doludur.
Hz. Ebu Bekir’in Halifelik Dönemi (632-634) Yıllarında: Peygamberimiz Hz. Muhammed (sav)’in vefatından sonra aralarında anlaşmazlıklar baş gösteren Müslümanları Hz. Ebu Bekir bir araya toplayıp İslam devleti birliğinin oluşmasını yeniden sağladı. Ve Yalancı peygamberlere karşı mücadele verirken çok kuranı keri ezber bilenler şehit olunca Kuran-ı Kerim’in toplanmasına ve korunmasına büyük çaba harcadı. İslam dinin ilk kez Arap Yarımadası dışında Irak, Filistin veSuriyede yayılmasına sebeb oldu. Din ahlakının özünde olmayan hareketlere izin vermedi, böylelikle İslam dini ve Kuran ahlakının Peygamber Efendimiz (sav) döneminde olduğu gibi yaşanmasını sağladı.
Hz. Ebu Bekir, tüm malını İslam dininin yayılması için harcamıştır.
Hz. Ebu Bekir İnsanların kibirli ve gururlu davranışlardan hoşlanmayan, sıkışmış durumda kalanlara, fakirlere yardım eder ve evine gelenleri misafir etmekten son derece mutluluk duyardı ve böyle bir düşünceye sahipti, güzel ahlakı, merhametli ve mütevazi oluşu ve Kuran ahlakını yaşamada gösterdiği titizliğiyle sahabeler arasında ön plana çıkan isimlerden biridir.
Bu özellikleri nedeniyle halk tarafından büyük bir sevgi ve saygı görmüştür. Bir çok Müslümanı esirlikten kurtarmıştır,Kafirlerin elinde olan Müslüman köleleri satın alıp özgürlüklerini sağlamıştır. Ticaretle uğraşan ve zengin bir kişi olan Hz. Ebu Bekir, tüm malını İslam dininin yayılması için harcamıştır.
Bunun için Peygamberimiz (s.a.v) onun hakkında “Elindeki tüm malını bu amaç yolunda bir değer ya da varlıktan vazgeçme etmede en önde giden kişi Ebu Bekir’dir. Ebu Bekir ne güzel dosttur. Aramızda İslam kardeşliği ve sevgisi vardır” buyurmuştur. Hz. Ebu Bekir, güçlü imanı, dehası ve üstün devlet adamı vasfıyla İslam Birliği’ni muhafaza etmiş ve kendisinden sonra gelenlere güçlü bir devlet bırakmıştır.