Mescid-i Aksa Veya Diğer Adı Beyt-ül-makdis’in İnşası
Mescid-i Aksa Veya Diğer Adı Beyt-ül-makdis’in İnşası
Mescid-i Aksa ilk inşasına Davud aleyhisselam başlar
Süleyman aleyhisselam, Babasının yarım biraktığı Mescid-i Aksayı tamamlar
Davud aleyhisselamdan vefat ettikten sonra oğlu Süleyman aleyhisselam hem peygamberdi, aynı anda hükümdardı. Süleyman aleyhisselam, Babasının yarım biraktığı ve tamamlamadan vefat ettiği Beyt-ül-makdis inşasını tamamlamak istedi.
Allahü C.C tarafından Süleyman aleyhisselam’ın emrine verilen cinleri toplar aralarında vazifelendirip görev taksimi yaptı ve cinleri Emrinde olan hayvanlar ve her bir cemaati bir işle görevlendirdi.
Süleyman aleyhisselam daha sonra usta ve mühendislerine, Kudüs şehrini inşa etmeleri için emir verdi bu kudüs şehrinin on iki mahallesi olacaktı . Şehrin inşası ve kurulması bitince, Beyt-ül-makdis mescidinin tamamlanmasını emretti. Mescid-i Aksa Veya Diğer Adı Beyt-ül-makdis’in İnşası
Cinlerden bazılarıda denizlerden saf inci; Ve yine Cinler’in bir bölümü altın, gümüş ve yakut; Cinlerden bir kısmı da mücevherat ve kıymetli taşlar; Cinler bir kısmı da misk anber ve başka başka farklı güzel kokuları getirdiler. Bütün bunlar hazırlanınca bunları işlemek için ustalar ve Fenikeli mimarların getirilmesini emretti. Gelen bu ustalar, taşları yontarak duvarları yaptılar, ve bu toplanan mücevher, inci ve yakutları duvarlara işlediler. Bütün toplanan bu malzemeleri kullanarak mescidin yapımını ustalar ve işlemeciler Beyt-ül-makdis’i yedi senede tamamladılar.
Mescid-i Aksa’nın uzaktan bakılınca bir altın parçası gibi parlıyordu,ve gözleri kamaştırıyordu, Beyt-ül-makdîs’i görenleri hayran bırakır ve o zamanlarda bir eşi ve benzeri bulunmayan bu mescide, Beyt-ül-makdîs dediler. Mescid-i Aksa Veya Diğer Adı Beyt-ül-makdis’in İnşası
Süleyman aleyhisselam, Kutsal olan Ahid sandığını yani Tabut-i sekine’yi yani Ahid sandığında bulunan Tevratı Beyt-ül-makdis’e koyar.
Süleyman aleyhisselam, Ahiîd sandığı’ın içinde olan Tevrat’ın bulunduğu yani Tabut-i sekine’yi Musa aleyhisselaamdan beri gelen ve nesilden nesile intikal ederek gelen, Ahid sandığını Beyt-ül-makdis’e, koydu.