Hz. Ebu Bekir İslam Dinini Kabul Etmesi

Hz. Ebu Bekir İslam Dinini Kabul Etmesi

Hz. Peygamberimiz (s.a.v) Nur dağından dönerken, Hz.  Ebu  Bekir, ile yolda karşılaştığında, Hz. Muhammed (s.a.v ) Hz. Ebu Bekir’e “Allah’ın Resulü ve elçisi” olduğunu söyledi “Yaratan yüce Allah’ın adıyla oku” (el-Alak, 96/1) diye başlayan ayetleri Hz. Ebu Bekir’e okuduğu ve bildirdiği zaman hemen Hz. Ebu Bekir: “Allah(c.c) birliğine ve senin O’nun Resulü ve elçisi olduğuna iman ettim” demiştir. Hz. Ebu Bekir İslam Dinini Kabul Etmesi  sonucu Hz. Hatice’den sonra Peygamber Efendimize  ilk iman eden Hz. Ebu Bekir olmuştur.

Hz. Muhammed (s.a.v.) İslam’ı bildirdiği  ilk günlerinde İslam’ı tebliğ etmek için kiminle konuştuysa en azından bir kararsızlık görmüş, Hz. Ebu Bekir kararlı bir şekilde İslam dinini kabul etmiş ve iman etmiştir. Hatta Hz. Peygamber (s.a.v.), “Bütün insanların imanı bir kefeye, Ebu Bekir’in imanını bir kefeye konsa, onun imanı ağır basardı ” diye hoş ve ince bir güzelliği olan biri benzetmesi de yapmıştır. Hz Ebu Bekir, hayatının sonuna kadar tüm varlığını İslam’a adamış, bütün hayırlı işlerde en başta gelmiştir.

Hz. Ebu Bekir Mekke de kaldığı  dönemde güçlü soylu kişileri İslam dinine davet ederek İslam dinine geçmelerine vesile oldu.  Hz. Ebu Bekir Mekke de müşriklerin işkencelerine karşı koyamayan güçsüzleri korudu, Müslüman köleleri satın alıp azad ederek özgürlüklerine kavuşturdu. Özgürlüklerine kavuşturduğu kişiler şunlardır. Bilal, Ebu Fukayhe, Habbab, Lübeyne, Nahdiye, Amir, Zinnire ve Ümmü Ubeys bunlardandır.

Hz. Ebu Bekir İslam Dinini Kabul Etmesi, ve daha sonra, Hz Ebu Bekir de Hz. Muhammed (s.a.v.) gibi İslam dinini kureyş’ lilere anlatma ve yaymaya  gizli gizli devam ediyordu.  Eşi Hz. Ümmü Ruman ve kızı Hz. Esma ve annesi İslam dinine geçmişlerdi, ama  evlatlarından Abdullah, Abdurrahman ve babası Ebu Kuhafe henüz İslam dinine geçip iman etmemişlerdi.

Müşriklerin baskıları iyice artınca Sahabelere yapılan zulümler  iyice artmıştı, Müslümanlar bu zulümlere ve işkencelere daha fazla maruz kalmasın diye  Hz. Muhammed (s.a.v.) Hz. Ebu Bekir’e de Habeşistan’a göç etmesinin iyi olacağını söyler.

Hz. Ebu Bekir de Habeşistana göç etmekten vaz geçiyor

Hz. Ebu Bekir de göç etmek için yola çıkmıştı; Yolda giderken  Mekke’nin ileri gelen kabilelerinden olan İbn Dugunne  ile karşılaşır. Hz. Ebu Bekir İbn Dugunne durumu anlatır,bunun üzerine İbn Dugunne onu himayesine aldığını ve Mekke’ye dönmesi için ikna ederek, ikisi birlikte Mekke’ye dönmüşlerdir.

Hz. Ebu Bekir’i şartlı olarak korumasına alan İbn Dugunne, Hz. Ebu Bekir’in hiç çekinmeden kureyşlilerin karşısında ibadet etmesi ve İslam dinini yaymaya devam etmesi nedeniyle verdiği sözü yerine getirmediğini iddia ederek ona ibadetini gizli yapmasını söylediğinde Hz. Ebu Bekir, onun korumasına ihtiyacı olmadığını, zaten kendisine söz de vermediğini söyler: “Senin korumanı sana iade ediyorum. Bana Allah’ın koruması yeter.”

Bu süre zarfında Hz. Ebu Bekir onüç yıl Mekke’de Resulullah’ın yanında kalır. Hz. Ebu Bekir, Hz.  Aişe’ nin nakl etiğine göre,  Hz. Muhammed (s.a.v.) hicret emrini alınca Hz. Ebu Bekir’in yanına gelerek ona beraberce hicret edeceklerini söyler Ebu Bekir sevinçten ağlamaya başlamıştı (İbn Hişam, es-Sire, II, 485).