Hz. Muhammed Ve Erdemliler Sözleşmesi
Hz. Muhammed Ve Erdemliler Sözleşmesi
Mekkede zulümlerin, haksızlıklarm, zorbalıkların ardı arkası kesilmiyordu. Bu durumdan rahatsız olan bazı erdemli kişiler toplanarak bir çözüm yolu bulmaya karar verdiler. Mazlumun yanında olacaklarına, suçlunun karşısında birlik olup mazlumun hakkını koruvacaklarına söz verdiler. Hz. Muhammed Ve Erdemliler Sözleşmesi
Bu antlaşma daha sonraları (erdemliler sözleşmesi) adıyla anıldı. Hz. Muhammed de bu erdemli topluluğa katılanlar arasındaydı ve o sırada yirmi beş yaşlarındaydı.
Bu antlaşmaya katılanlar Mekke’de yapılan her türlü haksızlığı engellemek için birlik ve dayanışma içinde uzun süre gayret gösterdiler.
Gruba yeni üye alınmaması dolayısıyla Hilfu’l-fudül içinde üyelerinin ölümü ile ortadan kalktı. Hz. Peygambere İslam’dan sonraki yıllarda da Hilfu’l-fudül ‘den övgüyle bahsetmiştir.
Bu antlaşmanın kendisi için kızıl tüylü bir deve sürüsünden daha kıymetli olduğunu söylemiş ve “Eğer Hilfu’l-fudül adına davet edilsem icabet ederdim” buyur-muştur.
Hz. Muhammed (s.a.v) Emanetleri iade ediyor
Mekkeliler, Hz. Muhammed (s.a.v.) e kıymetli eşyalarını geri alınmak üzere, geçici olarak teslim ederlerdi ilerde ihtiyaçları olduğunda tekrar geri alırdılar. Hz. Peygamberimiz (s.a.v), geri alınmak üzere, geçici olarak bırakılan eşyalara asla ihanet etmez ve Mekkeli sahiplerine sağlam bir şekilde geri iade ederdi. Emanetlere en zor anında hiçret edeceği gün bile hainlik yapmamıştır. Hz. Muhammed (s.a.v.) Medine’ye hicret edeceği gece müşrikler, öldürmek amacıyla onun evini sarmişlardı. Hz. Muhammed (s.a.v.) evini birakıp gitmeden önce, yanında bulunan emanetleri Hz. Ali’ye teslim etmiş sonraki gün sahiplerine vermesini istemiştir. Burada dikkat çekici bir konu vardır. Hz.Peygamberimiz’ in Hz. Ali’ye teslim ettiği bu malların kureyşli müşriklere ait olduğu anlaşılmaktadır. Çünkü o dönemde Sahabeler Medine’ye hicret etmişlerdi. Mekke’de kalan Sahabe sayısı cok azdı.
Hz. Muhammed (s.a.v.) güçlü olasılıkla çocukluğunda, veya ticaret hayatında, dürüstlüğü doğruluğu ile tanınmıştı. Hz. Muhammed (s.a.v.) sözünde durmadığı, yalan söylediği hiç görülmemiş, Hz. Muhammed (s.a.v.) başkalarına zarar verecek bir davranışta bulunduğu, veya bir kimseyi incittiği asla görülmemiş; Hz. Muhammed (s.a.v.)’in dürüstlüğü dillere destan olmuştur.